Tekrardan merhaba değerli okurlarım, bir hafta aradan sonra yine birlikteyiz. Bugünkü filmimiz Tarantino’nun yönettiği dördüncü film olan Kill Bill 1.
Hemen yine oyuncu kadrosundan bir başlangıç yapalım. Bu filmde yalnızca Rezervuar Köpekleri’nde birlikte çalıştığı Michael Madsen çok az da olsa rol alıyor ve ayrıca Tarantino bu filmde de rol almıyor;
Daha önceki filmlerindeki benzerliklere değinecek olursak, başta ana karakterimiz olmak üzere çoğu karakter bu sefer sigara içmiyor. Bir tek Elle Driver rolünde izlediğimiz tecrübeli oyuncu Darly Hannah içiyor; Ev dekorlarına baktığımızda yine elektronik eşyalar, canlı renkler, duvarlara asılı resimler var. Takı takmaya meraklı, argo sözler ve küfürler etmeyi seven ukala tiplere rastlıyoruz;
Bu film de doğrusal bir çizgide ilerlemiyor ve Flashback sahneler çok fazla. Hattori Hanzo (Sonny Chiba) ile Gelin (Uma Thurman) arasındaki Japonca hakkındaki gereksiz uzun konuşma ve Hattori’nin yanındaki arkadaşı ile çay getirme ile ilgili uzun süren tartışmaları yine bir Tarantino klasiği olarak karşımıza çıkıyor; Yakın plan el, ayak, nesne çekimleri yine var. Sahne öncesinde anonslar ve yazılar yine var ve ayrıca sarı yazı karakterleri ve filmin içinde yine alıştığımız sarı renkler mevcut ancak bu sefer filmin başlangıç ve bitiş yazıları sarı değil;
Filmin içinde anime sahneler ve bunun olması da abartılı aksiyon sahnelerini doğal hale getiriyor. Bazı sahneler siyah beyaz çekilmiş. Bu, filmdeki sinematik etkiyi güçlendirmenin yanı sıra, sahnelerdeki bol miktarda kanı da bastırıyor;
Çekim tekniklerine gelince, hata gibi görünen hızlı pan teknikleri var. Bulunduğu belde hakkında bilgi veren geniş açılı çekimler ve o hiç eksik olmayan bagajdan, insanlara doğru yönelen pov shot çekimler, sıralı nesnelerin ardından yapılan pan teknikleri, hakim bölgeden yapılan pilot çekimleri, gözlere yakın çekimler, double exposure çekimler var;
Ayrıca ters ışıkta silüet çekimler var. Sinefil bir yönetmen olan ve yönetmenliği başlamadan önce bir video Clup’te çalıştığı için birçok film izleyen Tarantino bu tekniği izlediği başka filmlerden esinlenerek yaptığını saklamıyor;
Yönetmen yine bazı ürünlerin markalarını ön plana çıkarmış;
Kanlı ve şiddet sahneleri yine alabildiğince fazla;
Duygularımızın hareketlendiği kısımlara değinecek olursak, Gelin’in annesi Vernita Green (Vivica A. Fox)’i öldürmesine rağmen, küçük kızın karşısında soğukkanlılığını koruması ve “İntikam seninde hakkın” diyerek kin tutma duygusunu mübah sayması dikkat çekici. Gerçi Verneta hem düğünü sırasında, hem de evine geldiğinde haince kendisini öldürmeye çalıştığı için evde öldürüyor. Yoksa küçük kızın önünde böyle bir eylem gerçekleştirmeyecekti;Toplantı sırasında Johnny Mo(Chia Hui Liu) “Melez birisini başkan olarak istemiyorum” diyerek hakaret etmesi ve O-Ren Ishii (Lucy Liu)’nin de O’nun kellesini alarak infaz etmesi, burada adamın öjenist yaklaşımına, başkanın da kendisine yapılan bu hakareti kafasını uçurarak cezalandırması dikkat çekiyor;ayrıca komada yatarken, Bill (David Carradine)’in kendisini arayan Elle’ye “Şu an savunmasız. Öldürme.” demesi, filmin bitiminde kovboyun “Bu kız intikamını almayı hak ediyor biz de ölmeyi” demesi, katil de olsa onların da adaleti olduğunun bir göstergesi. Gelin’in komadan çıktıktan sonra direk karnını tutup kaybettiği bebeği için ağlaması ve aklına ilk bebeğinin gelmesi yaptığı iş ne olursa olsun anneliğin ne derece kutsal bir kavram olduğunu gözler önüne seriyor; Hasta bakıcının yoğun bakımdaki hastaları para karşılığı satması ve para vererek bu işi yapan insanların olması, kolay kolay akla gelmeyen bir iğrençliği de gözler önüne seriyor. İşin enteresan bir yanı da bu işi yapan adamın boynunda haç olması… Dikkat çekici bir durum. Yani her ne kadar adi bir karaktere sahip olsam da dinimi yaşarım şeklinde bir durum ortaya çıkarıyor; Hattori Hanzori’nin kılıç yapmamaya and içmesine rağmen, söz konusu Bill olunca yeminini bozup kılıç yapması Bill’in yaşadıkça insanlara zarar veren birisi olduğunu düşündüğü için, bu kılıca Tanrı bile karşı koyamaz sözleri ise, inançlı insanların irkilmesine sebep olan oldukça iddialı ve küstahça bir söz; Psikopat Çinli kız Gogo Yubari (Chiaki Kuriyama)’nin cinselliği söyleyip ardından adamı öldürmesi, kadınlara cinsel obje gözüyle bakılmasına bir tepki. Ayrıca filmdeki kadın karakterler yine dik başlı, özgürlüğüne düşkün;
Filmdeki action sahnelerine gelince, estetik olarak çok başarılı ve izleyene keyif veriyor ve “Neticede film bu abi” diyerek abartıları tolere edebiliyoruz. Ancak rahmetli Cüneyt Arkın’ın yıllar önce söylediği bir sözü aklıma geldi, Cesur Yürek filminden bahsederken, “Adam orda bir orduya karşı geliyor, ama abarttı diyen yok, gevur yaptı mı inanırlar” demişti. Hakikaten de Kill Bill’deki sahneleri görünce Cüneyt Arkın’ın üstüne biraz fazla gittiğimizi düşündüm ve abartı sadece bizim sinemamızda değilmiş demek ki dedim;
O-Ren Ishii (Lucky Lu)’nin, rakibini küçümsediği için özür dilemesi, kibirli olmanın kötü sonuçlarının bir göstergesi. Ayrıca yönetmen son düello sahnesi için karlı bir ortamı tercih etmiş, bu da farklı bir ambianstı. Hattori kılıcının kalitesini gözler önüne sermek için kellesinin bir kısmını uçurması, bu da ince bir düşünce;
Filmin hasılatına baktığımız zaman ABD’de 70.099.045, dünya genelinde ise 110.850.000 toplamda ise 180.949.045 dolar gibi hatırı sayılır bir gelir elde etmiştir. Gösterime girdiği ilk hafta da elde ettiği 22.089.322 dolar gelir elde etmesi zaten devamındaki yüksek hasılatın da habercisi gibiydi.
Kill Bill 1 ve 2 aslında tek film olarak düşünülmüştü ancak süre çok uzun olacağı için ikinci bölüm bir sene sonra gösterime girdi. Bu yüzden almış olduğu ödüllere 2. bölümün sunumundan sonra değineceğim. Haftaya Kill Bill 2’de görüşmek üzere. Şimdilik hoşça kalın.