Merhaba değerli okurlarım. Geçen hafta 1. bölümünü çözümlediğimiz Kill Bill filminin 2. bölümününün çözümlemesi ile yine birlikteyiz. İki filmin gösterim tarihi arasında bir yıl var. İlk bölümün yazısında da bahsettiğim gibi tek parça halinde 4 saati bulduğu için 2 parça halinde yayınlanması uygun bulundu.
Ben geleneği bozmuyor ve yine oyuncu kadrosundan başlıyorum. İlk bölümden farklı olarak öncelikle dikkatimizi çeken Tarantino’nun vazgeçilmezi olan Samuel L. Jackson ‘i kilisede org çalan Rufus rolünde izliyoruz. İlk bölümde görünmez oyuncu iken, bu bölümümüzde az da olsa kendini gösteriyor; Yine emektar bir oyuncu olan ve Sid Haig’i, barmen Jay görüyoruz; Jackie Brown’dan sonra burada da küçük bir rol ile Tarantino ile çalışmış, Michail Madsen’i Bill’in kardeşi rolündeki Budd karakteri ile görüyoruz. Ayrıca Esteban Vihaio (Michael Parks)’ı da emekli pezevenk olarak görüyoruz;
Yine Tarantino’nun kendine has üslubundan yola çıkacak olursak, Kill Bill 1’in devamı olduğu için zaten daha önceki yazımdan çok daha farklı şeyler söylemek tabi ki zor. Kan, şiddet, sigara ve uyuşturucu kullanan karakterler…
Yakın plan çekimler, süliet ve double exposure çekimler yine var;
Tabi ki doğrusal çizgide ilerlemiyor ve flashbacklar, anons ve bilgi veren yazılar yine mevcut;
Ekran içinde ekran, ortam hakkında bilgi veren geniş açılı çekimler;
Yakın plan ayak, yüz ve göz çekimleri hakim bölgeden pilot çekimler, kadraja ritim katan sıralı nesneler;
Geçmişi yad etmeyi seven yönetmenimiz filmin içinde Postacı Kapıyı İki Kere Çalar filminden ve oyuncu Lara Turner’den, ayrıca süper kahraman Süpermen’den bahsediyor; Damadın mesleği olarak da plakçı dükkanını seçerek kendi geçmişine bir atıfta bulunmuş.
Filmdeki kilise baskını bölümünde, kan sahnelerini seven yönetmenimiz burada dış ses ile yetinmiş ve işlenen cinayetleri göstermemiş. Yer yer siyah beyaz sahneler var. Thurman’ın Bill ile girdiği uzun süren ama sıkmayan diyaloglara baktığımızda, Gelin, Bill’in tutku ile sevdiği ve belkide hayatında en çok etkilendiği hatta zekasından korktuğu, ayrıca başkasına yar etmeyecek kadar kıskandığı(ki düğünde Gelin’in kocasını öldürüyor)birisi. Gelin’e sitemini ve öfkesini gizleyemez. Kendisini terk ettikten sonra öldü sanması ve Gelin’in yaşadığı hakkında bilgi vermemesi Bill’i kızdırıyor. Onu ölü bildiği için yaşadığı depresyonu Gelin’den saklamıyor. Gelin’in bu belalı ortamda çocuğunu dünyaya getirmemek istediğini söylemesi, Bill’den kaçma sebebi olarak dile getirmesi, içinde beslediği azılı bir katil ile şefkatli bir annenin çatışmasını ve kendi dünyasındaki içsel çatışmayı bizlere gösteriyor. Tabi ki Bill’in de Gelin’e tutku ile olan sevgisi ile kendisine yaptığı ihanet ve onu başkası ile paylaşamama arasında kalması da ayrı bir içsel çatışma. Elle Driver (Darly Hannah) engerekli yılan hakkında oldukça fazla detaylı bilgi verdi. Bu yine Tarantino’nun filmi izlerken kişisel gelişimimize etki eden faydalı bilgiler vermeye çalışması olarak dikkatimizi çekiyor. Ayrıca Ellie Drive, Budd’u öldürerek ve sözüne sadık kalmayarak hainlik ediyor. Zaten eğitim aldığı ustasını da zehirliyor(gerçi ustası da onun gözünü çıkarmış). Gelin’in Pai Mei (Gordon Liu)’dan aldığı derslere bakacak olursak, yıllar öncesinden Karate Kid ve Jackie Chan’ın filmleri direk aklımıza geliyor;
Gelin’in, Pai Meinnin nefret ettiği çoğu özelliğe sahip olmasına rağmen üstada kendini kabul ettirmesi ve onun katı disiplinine göğüs germesi izleyeni etkiliyor;
Gelin’i üstada getiren Bill belki de kendi ölümünü hazırladığının farkında değildi çünkü Gelin, Bill’i öğrendiği 5 nokta avuç içi patlayan kalp tekniği ile öldürdü. Gelin’in öldüğünü sandığı kızını gördüğü anda verdiği tepki çok etkileyici ve oyunculuk kalitesini de ön plana çıkarıyor;
Filmin bitiminde yönetmenimiz beyaz renkler kullansa da, yine kendisine has sarı tonlardan vazgeçmemiş. Ayrıca filmin sadece bir karesinde bile görünen figüranların ismini görüntüsüyle sunması, oyunculara verdiği değerin bir göstergesidir;
Filmde markalara yine rastlıyoruz, ekran içinde ekran vazgeçilmezimiz…
Bu arada, ben de 90’lı yıllarda Video Clup işlettiğim için bu sahne beni bir an için o dönemlere götürdü. Benzer resmi kaynaklarda ancak bu kadar bulabildim. Tıpatıp benzemese de sağ taraftaki evin Dead filminin içinde benzer bir sahnede yer aldığını söyleyebiliriz. Ayrıca dönemin korku filmlerinde bu sahnelere sık sık rastlanırdı. Yönetmenimiz sinefil yönünü burada da sergiliyor;30 milyon dolarlık bütçe ayrılan film 152,2 milyon dolarlık hasılatı ile kendinden önceki Ucuz Roman hariç diğer filmleri geride bırakarak büyük başarı elde etmiş, MTV’nin başta en iyi film dalı olmak üzere birçok dalında aday gösterilmiş ve en iyi dövüş sahnesi dalında MTV ödülü almayı başarmıştır. Yer yer kendi filmlerinde oynayan Tarantino bu filmde de yine kamera arkasında olmayı tercih etmiştir.